Amed Çocuk Hakları Ağı: "Çocuk adaleti intikam aracı olamaz"
Amed Çocuk Hakları Ağı: "Çocuk adaleti intikam aracı olamaz"
İçeriği Görüntüle

Gezi Parkı eylemleriyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında 27 Ocak’ta tutuklanan Ayşe Barım, ciddi sağlık sorunları nedeniyle Adli Tıp Kurumu’na (ATK) sevk edildi. Barım’ın avukatı Deniz Ketenci, müvekkilinin hayati risk taşıyan sağlık problemleriyle cezaevinde defalarca bayıldığını belirtti.

Avukat Ketenci tarafından yapılan açıklamaya göre, Barım’ın kalbinde ve beyninde toplam 9 ayrı tıbbi rahatsızlık bulunuyor. Bu hastalıklar arasında ritim bozukluğu, kronik hipertansiyon, serebral anevrizma ve nörolojik bozukluklar da yer alıyor. Sağlık durumu nedeniyle altı ay içinde cezaevinde birden fazla kez bilinç kaybı yaşadığı bildirildi.

Ketenci, müvekkilinin cezaevi koşullarında hayatta kalmasının mümkün olmadığını vurgularken, “Adli Tıp Kurumu’ndan acilen ‘cezaevinde kalamaz’ raporu verilmesini bekliyoruz. Aksi halde, bu tutukluluk, insan hayatına yönelik ciddi bir tehdit anlamına gelir,” dedi.

30 yıla kadar hapis istemi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, Barım hakkında 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis cezası isteniyor. İddianamede Barım’ın, Gezi sürecinde sanatçıları organize ettiği, medya üzerinden kamuoyunu yönlendirdiği ve eylemlerin lojistiğine katkı sunduğu iddia ediliyor.

Savcılığa göre Barım, Gezi eylemlerinin planlayıcılarından biri konumunda. Bu iddialar kapsamında “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs etme” ve “örgüt üyeliği” gibi suçlamalar yöneltiliyor.

Ne olmuştu?

Ayşe Barım, 2023’te yeniden açılan Gezi dosyası kapsamında yürütülen ikinci dalga operasyonlar sonucu 25 Ocak’ta gözaltına alınmış, 27 Ocak’ta ise tutuklanmıştı. O tarihten bu yana Silivri Cezaevi’nde tutuluyor.

Sanat ve medya dünyasında çeşitli organizasyonlarda yer almış bir kültür profesyoneli olan Barım’ın, Gezi eylemleri sırasında sanatçılarla temas kurduğu ve bu yolla eylemlere “algı desteği” verdiği öne sürülüyor.

İnsan hakları kurumları süreci takipte

Barım’ın tutukluluk koşulları ve sağlık durumu, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) gibi sivil toplum kuruluşlarının da takibinde. Kurumlar, cezaevinde hayati riski bulunan tutuklular için ATK süreçlerinin bağımsız ve tıbbi etik çerçevesinde yürütülmesi gerektiğini vurguluyor.

Kaynak: BirGün