Emlak vergisinde son tarih 1 Aralık: Ödemeyene ceza geliyor
Emlak vergisinde son tarih 1 Aralık: Ödemeyene ceza geliyor
İçeriği Görüntüle

DEM Parti Şırnak Milletvekili Newroz Uysal Aslan, Millî Savunma Bakanlığı bütçesindeki keskin artışı “Kürtlerle barış sadece Türkiye’deki Kürtlerle sınırlı değildir” sözleriyle değerlendirdi. Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler’in 2026 yılı bütçe teklifini TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na sunduğu toplantının ardından konuşan Aslan, bianet’ten Tuğçe Yılmaz’ın sorularını yanıtladı ve mevcut bütçenin barış süreciyle “en hafif tabirle çeliştiğini” söyledi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın açıklamasına göre, Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nde savunma ve iç güvenlik harcamalarına ayrılan toplam tutar 2,15 trilyon TL’ye ulaşıyor. Bu rakam, geçen yıla göre yüzde 34’lük bir artış anlamına geliyor. 1,2 trilyon TL doğrudan savunma harcamalarına, 953 milyar TL ise İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı’na ayrılmış durumda. İç güvenlik bütçesinin önemli bir bölümü, siber güvenlik ve sınır güvenliği altyapısının güçlendirilmesine yöneliyor. Böylece toplam bütçenin yaklaşık yüzde 11,4’ü savunma ve güvenliğe tahsis ediliyor.

“Kürtlerle barış sadece Türkiye’deki Kürtlerle sınırlı değildir”

Aslan, bu tablonun ekonomik koşullar, toplumsal ihtiyaçlar ve halkın geleceği açısından ciddi soru işaretleri yarattığını belirterek şunları söyledi:
“Bu bütçe, halkın emeğini ve yaşam koşullarını gözetmeyen bir anlayışla hazırlanmış. Savunma sanayisine ayrılan kaynakların artması, savaş politikalarının sürdüğünü gösteriyor. Barışçıl söylemler olsa da askeri harcamalar hâlâ çok yüksek ve bu, halktan alınan kaynakların savaşa aktarılması demek.”

Eurofighter ve F-16 anlaşmaları, S-400 tartışmaları gibi yüksek maliyetli süreçlerin de bütçeyi zayıflattığını söyleyen Aslan, NATO’ya ayrılacak payın ekonomik tahribatını dengeleyecek bir hazırlık görülmediğini belirtti: “Bu bütçe bölgesel barışa, diyaloğa, çözüme değil; savunma harcamalarına ve uluslararası savunma kurumlarına ayrılmış durumda.”

Bahçeli açıklamıştı… Bir obüs mermisi 1000, bir uçak bombası 3 bin, F16'nın  bir saatlik uçuşu 14 bin dolar; Dövizdeki artış savunma maliyetlerini  etkileyecek | Independent Türkçe

Aslan, görüşmelerde Community Peacemaker Teams’in (CPT) yayımladığı Soğuk Barış raporuna da değindi. Kuruluşun uzun yıllardır sınır bölgelerindeki askeri hareketlilikleri izlediğini, raporun ise özellikle Türkiye’nin Irak Federe Bölgesi’nde 2016’dan sonra genişleyen askeri varlığını ayrıntılı şekilde belgelendirdiğini aktardı. Rapora göre TSK’nin 30–40 kilometre derinlikte kurduğu üslerin, havadan bombardıman nedeniyle yaşanan can kayıplarının ve köylülerin tarım alanlarına erişememesinin ciddi sonuçları bulunuyor. Yeni yollar inşa edilerek köylülerin yaşam alanlarından uzaklaştırıldığı ve tek tek köy isimleriyle birlikte tahribatın kayıt altına alındığı da belirtiliyor.

Aslan, “Biz de Bakanlığa raporun bu bulgularını sorduk. Çatışmaların azaldığı bir dönemde TSK’nin neden bölgede daha fazla konuşlandığını, köyleri boşalttığını ve askeri varlığı genişlettiğini anlamak istiyoruz” dedi. Türkiye’nin yıllardır hem Irak merkezi hükümetinin hem de federal bölgesel hükümetin rahatsızlığını dile getirdiği bir politika izlediğini, bunun diplomatik kaynaklarda ve basında yer aldığını hatırlattı.

Türkiye'nin 2025 yılı savunma bütçesi açıklandı: Tarihi rekor |  SavunmaSanayiST

Şırnak Milletvekili olarak özellikle Cudi-Besna bölgesindeki ormansızlaştırmaya dikkat çeken Aslan, yüzlerce ağacın her gün kesildiğini, bunun yalnızca askeri amaçlarla değil aynı zamanda ticari rantla da bağlantılı olduğunu söyledi: “2018’den sonra tamamen insansızlaştırma ve ticari çıkar temelli bir uygulamaya dönüştü. Bu ekokırım sadece Şırnak’ta değil; Federe Kürdistan Bölgesi’nin bazı alanlarında da sürüyor. Son 6–7 ayda kesimlerde ciddi bir artış var.”

Aslan, ormansızlaştırmanın Türkiye genelindeki politikalarla birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, Kürt coğrafyasındaki askeri, siyasi ve ekonomik uygulamaların bir bütün oluşturduğunu vurguladı. Bu nedenle tezkere tartışmalarında defalarca dile getirdikleri temel çelişkinin altını çizdi:
“Barış süreci konuşulurken Suriye ve Irak’taki Kürtlere yönelik operasyonları kapsayan tezkerelerin uzatılması büyük bir tezat. Çünkü Kürtlerle barış sadece Türkiye’deki Kürtlerle sınırlı değildir. Kürt sorunu yalnızca PKK ile çatışma meselesi olarak görülemez.”

Kürt sorununun yüzyıllara yayılan bir tarihsel bağlama sahip olduğunu, Kürtlerin farklı ulus devletlerde yaşasa da kültürel, toplumsal ve ailevi bağlarla birbirine bağlı olduğunu hatırlatan Aslan, mevcut politikaların toplumsal güveni zedelediğini söyledi. CPT’nin raporunda çatışmaların azaldığının teyit edildiğini vurgulayan Aslan, “Çatışmaların sona erdiği bir yerde askeri hareketliliğin artması barış inşasını zayıflatır, kaygıları büyütür” dedi.

Askerî harcamalar yerine ekonomik kalkınmanın, yoksulluğun azaltılmasının ve toplumsal sorunlara odaklanan bir bütçenin Türkiye’deki tüm halklar için gerçekçi ve umut verici çözümler yaratabileceğini belirten Aslan, “Ortak bir gelecek için diyaloğun ve müzakerenin artması gerekiyor” ifadelerini kullandı.


Kaynak: Haber Merkezi