Türkiye'de milyonlarca yurttaş ekonomik krizin ağır yükü altında ezilirken, siyasetteki hamasi söylemler gerçek yaşamın duvarına çarpıyor.
Toplumda böbrek sağlığı bilinci oluşturulması ve erken teşhis/tedavi gibi amaçlarla hizmet veren Türk Böbrek Vakfı’na (TBV) Google Maps üzerinden gelen yorumlar da halkın ‘ekonomi gerçeğini’ gözler önüne seriyor.
BirGün'den Merve Atıcı'nın haberine göre, Vakfa Google Maps üzerinden yapılan yorumlarda çok sayıda kişinin böbreğini satmak istediği görülüyor. Böbreğini satmak isteyenler gerekçe olarak yaşadığı ekonomik sorunları gösteriyor.
Bu kişilerin özellikle genç yaşta olması dikkat çekiyor. Yorumlarda yaşlarının 17-27 arasında değiştiği görülen bu gençlerin tek ortak noktası ise yoksulluk.
Genç yoksulluğunda zirve
Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) Haziran 2025’te yayımladığı verilere göre, Türkiye yoksullukta Avrupa’da zirvede. Ülkede 18 milyon 675 bin kişi yoksulluk riski altında. Yoksulluk riski bulunan toplam genç nüfus ise 2 milyon 870 bin.
15 ila 24 yaş arasındaki genç nüfusta yoksulluk riski incelendiğinde, yüzde 21,2 ile Türkiye, genç nüfusta yoksulluk riski açısından AB ve Euro Bölgesi ortalamalarının üzerinde yer alıyor.
Türkiye’de toplam yoksulluk riski altındaki nüfusun yüzde 15,4’ünü genç nüfus oluşturuyor.
"Her yolu göze alıyorlar"
Konuya ilişkin görüştüğümüz Türk Böbrek Vakfı, Google Maps üzerinden yapılan yorumların yanı sıra vakfın sosyal medya hesapları ve mail adresi üzerinden de çok sayıda kişiden böbreğini satmak istediğine dair mesajlar aldıklarını vurguluyor.
Dünyada pek çok ülkede olduğu gibi, ülkemizde de organ ticareti yapmanı yasak olduğuna dikkati çeken Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, aralarında azımsanmayacak sayıda gençlerin de bulunduğu, pek çok kişinin alenen, telefonla, dijital olarak vb iletişim araçları ile böbreklerini satmak istediğini söylüyor.

Bu kişilerin yarısından fazlasının organ satışının yasak olduğunu bildiklerini kaydeden Erk, "Buna rağmen, ısrarla ve ekonomik sıkıntıları içeren gerekçelerle özellikle canlıdan nakli yapılan başta böbrekler olmak üzere, az miktarda karaciğerini satmak için çaba sarf etmektedir" diyor.
Organlarını satmak isteyenlerin ekonomik sıkıntısını aşmak için her türlü yolu göze aldığına dikkati çeken Erk, konunun ciddiyetle takip edilmesinin önemli olduğunu söylüyor:
"Dünyada pek çok ülkede olduğu gibi, Ülkemizde de organ ticareti yapmak yasaktır. Organı (mesela böbrek) alan, aracı olan ve satan kişiler ağır ceza kanuna göre yargılanırlar yasaktır.
Ancak yaşamın gerçeğine bakıldığında, aralarında azımsanmayacak sayıda gençlerin de bulunduğu, pek çok kişi, alenen, telefonla, dijital olarak vb iletişim araçları ile böbreklerini satmak istemektedir. Bu kişilerin yarısından fazlası, organ satışının yasak olduğunu bildiği gözlemlenmekte olup, buna rağmen, ısrarla ve ekonomik sıkıntıları içeren gerekçelerle özellikle canlıdan nakli yapılan başta böbrekler olmak üzere, az miktarda karaciğerini satmak için çaba sarf etmektedir.
Bu organlarını satmak isteyenlerin, amaçlarına ulaşmaları, mevcut sağlık mevzuatımız ile özellikli ve riskli bir ameliyatı içeren bir işlem olduğu için, mümkün görülmemektedir. Ancak buna rağmen organ satıcılarının her daim aktif olmaları, sürekli ekonomik gerekçelerde bulunmaları, iyi rol yapmıyorlarsa, ekonomik sıkıntısını aşmak için her türlü yolu göze aldığını belirtmesi, konunun ciddiyetle takip edilmesi anlamında özellik taşımaktadır."
Organ satışı suç
Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 91. maddesine göre Türkiye’de organ ticareti yasak. Bu maddeye göre; hukuka aykırı yollarla elde edilmiş olan organ veya doku satın alan, satan, satılmasına aracılık eden, organ veya dokuyu saklayan, nakleden veya aşılayanlar hakkında hapis cezası uygulanıyor.
Ayrıca bir çıkar karşılığında organ veya doku teminine yönelik olarak ilan veya reklam vermek ve yayınlamak da cezalandırmaya tabii sayılıyor.
Nüfusun yüzde 17'si risk altında
Türkiye’de 2005 -2010 yıllarında yapılan CREDIT, TURDEP, SALTURK saha araştırmalarının sonuçlarına göre, beslenme ve yaşam kültürü nedeniyle nüfusun yüzde 17’si kronik böbrek yetmezliği riski altında.
Her 6 kişiden 1’inin böbrek hastalığı riski altında olması, bugün itibarıyla Türkiye’de toplam 65 binden fazla diyaliz hastası (KBH), 15 binden fazla böbrek nakli olmuş (TX) kronik böbrek yetmezliği hastası bulunuyor.
KBH hastalığı ciddi olarak artarken bu hastalık için diyaliz birincil tedavi yöntemi olarak açık ara önde yer alıyor.
Böbreklerin canlı vericiden veya kadavra donörün birinci derece akrabasının muvafakatı ile yapacakları bağış karşılığı nakledilebildiğini kaydeden Erk, canlı vericiden organ bağışının Sağlık Bakanlığı Organ ve Doku Naki Yönetmeliği'nde detaylı olarak anlatıldığını vurguluyor.