İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, Gazze’de ateşkesi denetleyecek uluslararası ortak güce Türk askerinin katılmasına karşı olduklarını duyurdu.
Sa’ar, bu görüşü ABD yönetimine de resmen bildirdiklerini söyledi.
Euronews’in aktardığına göre, Macaristan ziyareti sırasında konuşan Sa’ar şöyle dedi:
“Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uzun süredir devam eden İsrail düşmanlığı nedeniyle Türk askerinin Gazze’de yer almasına karşıyız. Bu görüş, ABD’ye de iletildi. Silahlı kuvvet göndermeyi düşünen ülkelerin en azından İsrail’e karşı adil olması gerekir.”
Trump’ın 20 maddelik planı
Beyaz Saray, 29 Eylül’de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Washington ziyareti sırasında Başkan Donald Trump’ın Gazze için hazırladığı 20 maddelik “barış planını” duyurmuştu.
Plan, Gazze’de ateşkes, rehine takası ve bölgenin yeniden inşası için ABD, İsrail, Türkiye, Mısır ve Katar’ın yer alacağı bir uluslararası görev gücü kurulmasını öngörüyor.
Hamas, 3 Ekim’de planın ilk aşaması olan rehine değişimi ve Gazze yönetiminin Filistinli teknokratlara devri maddelerini kabul etmişti.
Taraflar 6 Ekim’de Mısır’da görüşmelere başlamış, Trump 9 Ekim’de planın “ilk aşamasının onaylandığını” açıklamıştı.
Netanyahu: “Hangi güçlerin kabul edilemez olduğunu biz belirleriz”
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, pazar günü yaptığı açıklamada, “Hangi güçlerin bizim için kabul edilemez olduğunu biz belirleyeceğiz. Bu, ABD’nin de kabul ettiği bir durumdur” ifadelerini kullandı.
ABD yönetimi daha önce, Gazze’de Amerikan askerinin bulunmayacağını açıklamıştı.
Ancak yaklaşık 200 ABD askeri, Gazze’nin “istikrara kavuşturulması ve yeniden inşası” sürecini koordine eden merkezde görev yapıyor.
Ankara: “Türkiye görev gücünde yer alacak”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Ekim’de yaptığı açıklamada, anlaşmanın sahadaki uygulamalarını takip edecek görev gücünde Türkiye’nin de yer alacağını belirtmişti:
“Anlaşmanın sahadaki uygulamalarını takip edecek görev gücünde Türkiye olarak inşallah biz de yer alacağız.”
Ancak son günlerde İsrail tarafının bu katılıma karşı olduğu yönündeki iddialar, Sa’ar’ın açıklamasıyla birlikte resmen doğrulanmış oldu.




