Mezopotamya, insanlığın ilk masallarını fısıldayan toprak. Dicle kıyılarındaki şehirler, tarih boyunca hem uygarlıkların doğumuna hem de savaşların gölgesine tanıklık etti. Bu coğrafya, sinemada da acıların, yolculukların ve direnişlerin güçlü hikâyelerine dönüştü. İşte, IMDb puanları, yönetmenleri ve festival geçmişleriyle Mezopotamya’dan çıkmış 3 unutulmaz film: Min Dît: Diyarbakır Çocukları, Güneşe Yolculuk ve Half Moon.
1) Min Dît: Diyarbakır Çocukları (2009) – Miraz Bezar
IMDb: 8.3 /10
Tür: Drama, Politik
Yönetmen: Miraz Bezar
Ödüller: Hamburg Film Festivali’nde en iyi film ödülü; Berlin’de özel gösterim.
Diyarbakır’ın 90’lı yılları… Politik şiddetin en sert yüzünü gördüğü yıllar. Henüz çocuk yaşta olan Gülistan ve Fırat, bir gece evlerine gelen paramiliterlerin saldırısıyla anne ve babalarını kaybeder. Ardından tek koruyucuları teyzeleri de öldürülünce, iki küçük çocuk kendilerini Diyarbakır sokaklarında yapayalnız bulur.
Film, yalnızca iki kardeşin dramı değil, aynı zamanda 90’lı yıllarda binlerce Kürt çocuğunun yaşadığı travmanın sinemadaki sesi. Yönetmen Miraz Bezar, kendi çocukluk anılarından ve şahitliklerinden beslenerek bu hikâyeyi kaleme alıyor. Kamera, Diyarbakır sokaklarını bir dekor değil, yaşayan bir karakter gibi gösteriyor. Çocukların eline tutuşturulan eski bir kaset çalar, onların dünyasında masalların ve şarkıların umuda açılan kapısı oluyor.
Neden izlemeli?
“Min Dît”, politik bir film olmanın ötesinde, çocukların gözünden şiddet ve kaybı anlatmasıyla çarpıcı. Senay Orak’ın (Gülistan) oyunculuğu, bakışlarıyla bile izleyiciyi sarsıyor. Film, Türkiye’de uzun süre salon bulmakta zorlandı; Kürtçe çekilmiş ilk uzun metrajlardan biri olarak hem siyasi tartışmalara hem de sinema tarihinde özel bir yere sahip oldu.
2) Güneşe Yolculuk (Journey to the Sun) (1999) – Yeşim Ustaoğlu
IMDb: 8.4/10
Tür: Drama
Yönetmen: Yeşim Ustaoğlu
Ödüller: Berlin Film Festivali’nde “Mavi Melek” ödülü, Peace Film Award.
Yeşim Ustaoğlu’nun başyapıtı olan “Güneşe Yolculuk”, batıdan gelen Mehmet ile Kürt kimliğine sahip Berzan’ın yollarının İstanbul’da kesişmesiyle başlıyor. Mehmet, yanlışlıkla Kürt sanılarak gözaltına alındığında, kimlik ve önyargı kavramlarıyla yüzleşiyor. Berzan ile kurduğu dostluk, Türkiye’nin sosyopolitik gerçekliğini anlatan güçlü bir metafora dönüşüyor.
Berzan’ın ölümünün ardından Mehmet, cenazeyi memleketine götürmek için yola çıkar. Bu yolculuk, yalnızca fiziki bir seyahat değil; kimliğini, geçmişini ve ülkenin yaralı hafızasını keşfettiği bir içsel arayışa dönüşür. Filmin finalinde güneşin altında süren ağır yolculuk, hem bir cenaze taşıma hem de “hakikate” doğru yürüyüş olarak sembolleşir.
Neden izlemeli?
“Güneşe Yolculuk”, Türkiye sinemasında Kürt sorunu ve kimlik meselesini doğrudan ele alan nadir filmlerden biridir. Minimalist sinema dili, şiirsel görselliği ve karakterlerin iç dünyasına dair dokunaklı anlatımıyla izleyiciyi içine çeker. Film, Berlin’den iki ödülle döndü; Türkiye’de ise siyasi atmosfer nedeniyle sınırlı gösterim imkânı buldu. Bugün hâlâ kimlik, dostluk ve dayanışma üzerine en etkili yapımlardan biri kabul ediliyor.
3) Half Moon (Yarım Ay) (2006) – Bahman Ghobadi
IMDb: 7.5/10
Tür: Komedi-Drama / Yol Filmi / Müzikal
Yönetmen: Bahman Ghobadi
Ödüller: San Sebastián Film Festivali’nde “Altın İstiridye”.
Yasak: İran’da, kadınların şarkı söylemesini konu ettiği için yasaklandı.
İranlı yönetmen Bahman Ghobadi, “Half Moon” ile sinemada hem müziğin hem özgürlüğün peşine düşüyor. Emekli müzisyen Mamo, oğullarıyla birlikte Irak Kürdistanı’na son bir konser vermek için yola çıkar. Ancak bu yolculuk sıradan değildir: Yanlarına gizlice kadın müzisyen Hesho’yu alırlar, çünkü İran’da kadınların şarkı söylemesi yasaktır.
Film, yalnızca bir konser hazırlığı değil; aynı zamanda yasaklarla örülmüş bir coğrafyada müziğin direnişini anlatır. Mamo’nun yolculuğu, her sınır kapısında yeni bir engelle karşılaşırken, seyirciye “sanatın özgürleştirici gücünü” hatırlatır. Ghobadi’nin şiirsel sinema dili, mizah ve trajediyi aynı potada eritir. Kadın sesinin bastırıldığı bir toplumda, Hesho’nun şarkısı filmin en unutulmaz anlarından biridir.
Neden izlemeli?
“Half Moon”, bir yol filmi olmanın ötesinde, müziği bir özgürlük metaforuna dönüştürüyor. Hem duygusal hem politik; hem trajik hem mizahi. San Sebastián’da büyük ödülü kazanırken, İran’da yasaklanması filmin sembolik değerini daha da büyüttü.