2025 Nobel Edebiyat Ödülü, Macar yazar László Krasznahorkai’ye verildi. Stockholm’de yapılan törende açıklanan kararda, Nobel Komitesi, yazarın “kıyamet sonrası korkuların ortasında sanatın gücünü yeniden hatırlatan, etkileyici ve vizyoner yapıtları” nedeniyle ödüle layık görüldüğünü belirtti.
Karanlık ve zorlayıcı romanlarıyla tanınan Krasznahorkai, eserlerinde gerçeği “delilik noktasına kadar” irdelediğini söylüyor. Eleştirmenler, onun uzun, kıvrımlı cümleleriyle dolu eserlerini yıllarca “elde zor bulunan bir edebî para birimi” gibi elden ele dolaştırılan metinler olarak tanımlamıştı.
This year’s #NobelPrize laureate in literature László Krasznahorkai is a great epic writer in the Central European tradition that extends through Kafka to Thomas Bernhard, and is characterised by absurdism and grotesque excess. pic.twitter.com/7YraQAfhsG
— The Nobel Prize (@NobelPrize) October 9, 2025
1954’te Macaristan’ın Gyula kentinde doğan yazar, Sovyet işgalinin gölgesinde geçen çocukluğunu “yüksek bir estetik ve ahlaki duyarlılıkla yaşanamayacak bir ülke” olarak anlatmıştı. Amerikalı yazar Susan Sontag tarafından “kıyametin çağdaş ustası” olarak anılan Krasznahorkai, çoğu Orta Avrupa’nın kasvetli kasabalarında geçen romanlarında, tanrısız bir dünyada anlam arayan karakterleri konu eder.
Yazarın 1989 tarihli romanı “The Melancholy of Resistance” (Direnişin Melankolisi), kasabaya gelen bir sirkin devasa bir balina iskeletiyle yarattığı kaosu anlatır. Nobel Komitesi, bu eserde “şiddet ve yıkımın nasıl hızla yayıldığını” ve karakterlerin güç arzusunun kasabayı nasıl dönüştürdüğünü vurguladı. Roman, faşizmin yükselişine dair bir alegori olarak yorumlanıyor.
Krasznahorkai’nin 1985’te yayımlanan ilk romanı “Sátántangó”, Macar yönetmen Béla Tarr tarafından 1994’te yedi saatlik bir filme uyarlandı. Tarr ve Krasznahorkai, daha sonra da birçok senaryoda birlikte çalıştı. Sontag, filmi “her dakikası büyüleyici” sözleriyle tanımlamıştı.
Yazarın 2021 tarihli eseri “Herscht 07769”, Almanya’daki toplumsal huzursuzluğu keskin biçimde yansıtmasıyla övgü aldı. Tek cümlelik bu romanda, dünyanın çökmek üzere olduğuna inanan bir fizik öğrencisi, dönemin Şansölyesi Angela Merkel’e umutsuz mektuplar gönderiyor. Kitap, “Umut bir hatadır” cümlesiyle başlıyor.
Krasznahorkai, Franz Kafka’dan Thomas Bernhard’a uzanan Orta Avrupa edebiyat geleneğinin çağdaş temsilcisi olarak görülüyor. Son dönem eserlerinde Çin ve Japonya’ya yaptığı yolculukların etkisiyle daha dingin, içsel bir ton benimsedi.
Geçtiğimiz yıl Nobel Edebiyat Ödülü, “insan kırılganlığına ve tarihsel travmalara odaklanan yoğun şiirsel dili” nedeniyle Güney Koreli yazar Han Kang’a verilmişti.