Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Mustafa Otrar, TBMM Komisyonu’ndaki sunumunda otizmin görülme sıklığındaki büyük artışı açıkladı. Otrar, 20–25 yıl önce iki bin beş yüzde bir görülen otizmin bugün her otuz kişiden birinde saptandığını söyledi. Bu artışı “izah edilemeyecek bir yükseliş” olarak nitelendiren Otrar, dünya ortalamasının yüzde bir olduğunu hatırlattı.
Otrar’ın aktardığı verilere göre son beş yılda doksan üç bin dört yüz kırk yedi öğrenci otizm tanısı aldı. 2025 Kasım ayı itibarıyla on bir bin yedi yüz seksen iki çocuğa tanı kondu; yıl sonunda bu sayının on iki–on üç bin aralığına ulaşması bekleniyor.
428 bin otizmli çocuk eğitim sisteminde
Türkiye Gazetesi’nin haberine göre, yaklaşık dört yüz yirmi sekiz bin otizmli çocuk kaynaştırma eğitiminden yararlanıyor.
-
67 bin sekiz yüz on bir öğrenci doğrudan özel eğitim kurumlarında,
-
97 bin dokuz yüz yirmi beş öğrenci özel eğitim sınıflarında,
-
yaklaşık on bir bin öğrenci evde,
-
beş yüz otuz yedi öğrenci ise 33 ildeki 102 hastane sınıfında eğitim görüyor.
Projeksiyonlara göre kaynaştırma eğitimi alan otizmli öğrenci sayısının 2030’da 750 bine, 2050’de bir milyonun üzerine çıkması öngörülüyor.
“Türkiye’de otizmli sayısı 1 milyona yakın”
Türkiye Otizm Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi Av. Sedef Erken, Türkiye’de otizmli birey sayısının bir milyona yakın olduğunun tahmin edildiğini söyledi. Erken, eğitim ve bakım süreçlerinde yaşanan zorlukların aileleri yıprattığını, otizmli aileler içinde boşanma oranının yüzde 80’e ulaştığını belirtti. Özel eğitim sınıflarına kamera sistemi, kapsamlı otizm veri tabanı ve asistanlı yaşam sistemi kurulmasını önerdi.
Otizmin tanımı ve teşhis süreci
Komisyonda yapılan bilgilendirmede otizmin, ilk üç yaş içinde ortaya çıkan, ömür boyu süren ve özellikle sosyal iletişim güçlükleri ile seyreden bir nörogelişimsel bozukluk olduğu vurgulandı. Tanının laboratuvar testleriyle değil, çocuk psikiyatristlerinin gözlemleri, aile görüşmeleri ve gelişim testleriyle konulduğu; erkek çocuklarda kızlara göre dört kat daha sık görüldüğü; otizmi tamamen ortadan kaldıran bir tedavi yönteminin bulunmadığı belirtildi.
