130 yıl önce bugün Babıali’de reform talebiyle yürüyen kalabalık zor kullanılarak dağıtıldı. Aynı hafta şiddet taşraya yayıldı ve Diyarbekir dahil birçok vilayette pogromlara dönüştü. Akademik literatür 1895–96 dalgasının toplam can kaybını 80 bin ile 300 bin arasında verir. Aynı ay ilan edilen reform paketi ise kâğıt üzerinde kaldı ve uygulanmadı. Bu kırılma yalnız cana ve mülke değil kentin emeğine de vurdu. Galata, Karaköy, Eminönü ve Tophane hattını taşıyan Ermeni hamal ağları çözüldü ve İstanbul’un sırt emeğinde uzun bir el değişimi başladı (Britannica; Suny 2018).
30 Eylül 1895’te Hınçak Partisi öncülüğünde yapılan barışçıl reform yürüyüşü güvenlik güçlerince dağıtıldı. Bunu izleyen günlerde başkentten taşraya doğru bir şiddet dalgası yayıldı. Diyarbekir’de kasım başında kent merkezindeki Hristiyan mahalleleri hedef alındı, yağma ve zorla din değiştirme vakaları rapor edildi. Urfa’da ise aralık ayında katedrale sığınan binlerce kişinin öldürüldüğü bildirildi. Bu zincirin toplam bilançosu kaynaklara göre geniş bir aralıkta verilir. Güvenilir referanslar 80 bin ile 300 bin arasında bir kayıptan söz eder. Aynı dönemde Büyük Güçlerin baskısıyla çıkarılan reform paketi taşrada pratiğe dökülmedi ve güvenlik, adalet, idare başlıklarında somut bir iyileşme görülmedi.
Bu dalga yalnız demografi ve mülkiyet düzenini sarsmadı. Kentin günlük işleyişinde kritik olan hamallık, ambarcılık ve iskele hizmetleri gibi işkolları doğrudan etkilendi. Şiddet ve göç, liman ekonomisinin görünmeyen omurgasını oluşturan hamal ağlarını kırdı. Böylece İstanbul’un yükünü taşıyan eller yavaş yavaş değişmeye başladı.
Ermeni hamallık düzeni: görünmeyen omurga nasıl dağıldı
On dokuzuncu yüzyıl boyunca liman ve han işlerinde Ermeni hamallar belirleyiciydi. Kethüda, lonca, güven ve emanet zinciri malın akışını saat, rota ve söz ile denetliyordu. Bu yapı sadece kas gücü değildi. Depodan iskeleye, iskeleden hana uzanan dar sokaklarda onlar bir lojistik bilgisini kuşaktan kuşağa aktarıyordu. Agos ve diğer sözlü tarih derlemeleri bu ağın nasıl çalıştığını, hangi hanlarda toparlandığını ve hangi kurallarla iş paylaştığını anlatır. 1895’in şiddeti ve takip eden yılların zorunlu göçleri bu ağı hızla eritti. Birçok han ve iskelede Ermeni hamalların varlığı azaldı, 1915 ile birlikte ise neredeyse tamamen kayboldu. Bu kayıp yalnız iş gücünün eksilmesi değildi. Kentin hafızasından bir iş kültürü, güven mekanizması ve dayanışma dokusu da çekildi. Boşalan yerde hamallık talebi bitmedi, sadece bu talebi karşılayan toplumsal ağlar değişti (Agos; Suny 2018).
Kürt hamalların yükselişi: hemşehri ağı, keya ve havuz düzeni
1895 sonrası hızlanan iç göç ve yirminci yüzyılda devam eden kentleşme ile Doğu ve Güneydoğu’dan gençler İstanbul’a yöneldi. Liman ve han hattının taşıma ihtiyacı sürüyordu. Bianet’te aktarılan saha bilgisine göre Kürt hamallar hemşehri ağları etrafında örgütlendi. Birlikler bir kahya ya da keya seçiyor, iş sabah erken saatte dağıtılıyor, akşam ücret havuzda toplanıp pay ediliyordu. Komisyon, avans ve kefalet gibi mekanizmalar bu iç düzenin parçasıydı.
Bekar odaları ve hanlar barınma ihtiyacını karşılıyordu. Independent Türkçe’nin güncel gözlemleri ise bugün hâlâ 12 ile 15 arası birliğin faal olduğunu, her birinde 100’ü aşan hamalın çalışabildiğini bildiriyor. Gece lojistiğinin büyük bölümü bu omuzlarda yürüyor. Sokak dili de bu akışa eşlik ediyor. Kurmanci, Zazaki ve Türkçe aynı gün içinde aynı yükün etrafında buluşuyor. Bu yeni omurga Ermeni hamal hafızasının bıraktığı büyük boşluğu doldurdu ama onu kopyalamadı. Kendi disiplinini, rotasını ve dayanışma biçimlerini kurdu. Kentin sırt emeğinde ikinci büyük halka böyle oluştu (Bianet; Independent Türkçe; Agos).
Bugün göçmen işçiler: değişen omuzlar, değişmeyen bant
Son on yıllarda taşıma işinin önemli bir bölümü göçmen ve sığınmacı emeğine yaslandı. Depolarda, pazarlarda ve iskelelerde ağır yük, düzensiz yevmiye, komisyon baskısı ve kayıt dışılık yaygın olarak konuşulan başlıklar. Bölgesel savaşlar ve yeni yerinden edilme dalgaları bu akışı besliyor. Tarihsel çizgi açık. 1895’te Babıali’de kırılan hat nasıl kente ve emeğe bedel ödettiyse, bugün de göç yollarından gelen gençler aynı hattın eksiklerini tamamlıyor. Yük değişmiyor. Değişen omuzlar. Bu süreklilik kentsel hafızayı tek başına bir anıtla değil, çalışma koşullarını ve denetimi konuşarak korumamız gerektiğini hatırlatır.
Bu hafızanın mekânsal bir işareti de var. Fatih Hobyar’daki Hamal Heykeli, heykeltıraş Azmi Sekban’ın 2011 tarihli işi, kentin taşıma emeğine görsel bir not düşer. Bronz bir figürün sırtındaki yük, malların yanında kayıpları ve yerinden edilmeyi de hatırlatır. Heykel, geçmişe dönük bir saygı işareti olduğu kadar bugünkü emek tartışmasına da kapı açar. İstanbul hamalları dendiğinde Ermeni hamal ağının tasfiyesi, Kürt hamalların yükselişi ve bugünkü göçmen işçiliği birlikte anmak gerekir. Bu üç halka aynı hattın farklı dönemleridir. (Independent Türkçe; Bianet).
Tarih, kent ve emek birlikte okunduğunda tablo netleşir. Babıali 1895 yalnız siyasal bir vaka değildir. Kent ekonomisinin görünmeyen dişlilerini tersine çeviren bir şoktur. Lojistik bilginin, iş kültürünün ve güven ağının yer değiştirmesidir. Bu yüzden İstanbul’da hamallığın hikayesi bir hatırla çağrısıdır. Hatırlamak demek yükü kimin taşıdığını görmek, emeği kiminle ve hangi koşullarda paylaştığımızı tartmak demektir. Ermeni hamal ağının dağıtılması, Kürt emek göçünün yerleşmesi ve bugün göçmen işçilerin ağırlığı aynı soruyu sorar. Nasıl bir kent, nasıl bir emek düzeni. Yanıt, 130 yıl önce bugünü unutmamaktan geçer.
Kaynaklar
-
Bianet, “İstanbul gurbetinde yaşamak ve çalışmak” (hamal birlikleri, hemşehri ve keya düzeni) — https://bianet.org/yazi/istanbul-gurbetinde-yasamak-ve-calismak-155717
-
Agos, “Ermeni hamalların yerini Kürt hamallar nasıl aldı” (Ermeni hamal ağının çözülmesi, tarihsel bağlam) — https://www.agos.com.tr/tr/yazi/13506/ermeni-hamallarin-yerini-kurt-hamallar-nasil-aldi
-
Independent Türkçe, “Gece için sırtlarında dünyanın yükü: İstanbul hamalları” (birlik sayıları, havuz usulü, güncel pratik) — https://www.indyturk.com/node/131776/t%C3%BCrkiyeden-sesler/gece-i%C3%A7in-s%C4%B1rtlar%C4%B1nda-d%C3%BCnyan%C4%B1n-y%C3%BCk%C3%BC-istanbul-hamallar%C4%B1
-
Britannica, “Hamidian Massacres” (1895 kırılması, can kaybı aralığı) — https://www.britannica.com/topic/Hamidian-massacres
-
Suny, R. G. (2018), “The Hamidian Massacres, 1894–1897: Disinterring a Buried History” — https://journals.openedition.org/eac/1847
-
Verheij, J. (2018), “The year of the firman: The 1895 massacres in Hizan and Sirvan” — https://journals.openedition.org/eac/1495
-
Gaunt, D. (2018), “Two Documents on the 1895 Massacres of Syriacs…” — https://journals.openedition.org/eac/1592
-
Azmi Sekban, “Hamal Heykeli” bilgisi için belediye duyuruları ve sergi notları; görsel inceleme notu.
Dicle TV (@dicletvcom)'in paylaştığı bir gönderi
Kaynaklar
Bianet, “İstanbul gurbetinde yaşamak ve çalışmak” (hamal birlikleri, hemşehri ve keya düzeni) — https://bianet.org/yazi/istanbul-gurbetinde-yasamak-ve-calismak-155717
Agos, “Ermeni hamalların yerini Kürt hamallar nasıl aldı” (Ermeni hamal ağının çözülmesi, tarihsel bağlam) — https://www.agos.com.tr/tr/yazi/13506/ermeni-hamallarin-yerini-kurt-hamallar-nasil-aldi
Independent Türkçe, “Gece için sırtlarında dünyanın yükü: İstanbul hamalları” (birlik sayıları, havuz usulü, güncel pratik) — https://www.indyturk.com/node/131776/t%C3%BCrkiyeden-sesler/gece-i%C3%A7in-s%C4%B1rtlar%C4%B1nda-d%C3%BCnyan%C4%B1n-y%C3%BCk%C3%BC-istanbul-hamallar%C4%B1
Britannica, “Hamidian Massacres” (1895 kırılması, can kaybı aralığı) — https://www.britannica.com/topic/Hamidian-massacres
Suny, R. G. (2018), “The Hamidian Massacres, 1894–1897: Disinterring a Buried History” — https://journals.openedition.org/eac/1847
Verheij, J. (2018), “The year of the firman: The 1895 massacres in Hizan and Sirvan” — https://journals.openedition.org/eac/1495
Gaunt, D. (2018), “Two Documents on the 1895 Massacres of Syriacs…” — https://journals.openedition.org/eac/1592
Azmi Sekban, “Hamal Heykeli” bilgisi için belediye duyuruları ve sergi notları; görsel inceleme notu.