HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında AİHM’in 3 Kasım 2025’te kesinleşen tahliye kararına rağmen süreçte ilerleme olmadı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 4 Kasım’daki “Tahliyesi Türkiye için hayırlara vesile olacaktır” açıklaması da beklentiyi yükseltmişti. Ancak aradan geçen iki haftada herhangi bir adım atılmaması, Diyarbakırlı yurttaşlarda hayal kırıklığı ve artan soru işaretlerine yol açtı.
“Beklenen adımlar gelmiyor”
Evrensel'den Elif Ekin Saltık'ın haberine göre, kadın belediye işçileri, hükümetten gelen muğlak açıklamaların süreci yavaşlattığı görüşünde. AKP ile MHP arasındaki yaklaşım farkının sahada hissedildiğini belirten işçiler, “Bahçeli’nin ısrarı ile hükümetin ağırdan alması arasında sıkışmış bir tablo” değerlendirmesini yaptı. Bir işçi, “PKK’nin büyük adımlar attığını ancak cezaevleri konusunda karşılık göremediklerini” savundu.
Güvensizlik ve şeffaflık eleştirisi
Yurttaşlar, sürecin şeffaf yürütülmediğini ve bu nedenle güvensizliğin büyüdüğünü dile getirdi. Demirtaş’ın hem Kürt toplumunda hem de Türkiye genelinde sempati topladığını belirten bir kadın, sürecin “kişisel tutumlar nedeniyle tıkandığını” düşündüğünü söyledi. Başka bir yurttaş ise durumu “devlet aklının tercihlerine” bağladı.
Avukatların değerlendirmesi
Bir avukat, son dönemde gerçekleşen bazı tahliyelerin “sürecin parçasıymış gibi” gösterildiğini belirterek bunu “manipülasyon” olarak nitelendirdi. Otuz yıldır cezaevinde olan kişilerin zaten cezalarını tamamladığına dikkat çeken avukat, toplumdaki adalet ve eşitlik kırılmalarının barış ihtimalini de doğrudan etkilediğini söyledi.
“Toplum yorgun ama umut sürüyor”
Diyarbakırlı yurttaşlar, yıllardır süren çatışmalar ve kayıpların büyük bir toplumsal yorgunluk yarattığını belirtti. Buna rağmen görüşülen herkes, barış umudunun tamamen kaybolmadığı görüşünde birleşti: “Umut her zaman vardır. Herkes barış istiyor.”
Arka plan
AİHM’in tahliye kararının ardından Ankara’dan beklenen adımların gelmemesi, sürecin nasıl ilerleyeceğine dair belirsizliği artırıyor. Diyarbakır’da en çok dile getirilen beklenti ise hem hükümetin hem de siyasi aktörlerin somut ve güven verici adımlar atması.
