Türkiye’nin güneydoğusunda, Mezopotamya’nın kalbinde yer alan Diyarbakır; binlerce yıllık tarihi, etkileyici mimarisi, zengin kültürü ve büyüleyici doğasıyla adeta yaşayan bir açık hava müzesi. Tarihi surlardan kutsal mekanlara, köklü hanlardan doğa harikalarına kadar gezilip görülmesi gereken çok sayıda yer barındırıyor. İşte Diyarbakır’da mutlaka ziyaret edilmesi gereken noktalar:
Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Diyarbakır Surları, 5.5 kilometrelik uzunluğuyla dünyanın en uzun ve en sağlam surları arasında. Mardin Kapı, Urfa Kapı, Dağ Kapı ve Yenikapı gibi tarihi girişlerle süslenen bu surlar, şehre kartpostallık bir siluet kazandırıyor. Surların hemen eteklerindeki Hevsel Bahçeleri ise binlerce yıldır bölgenin tarım hayatını besleyen ve kuş türleri açısından zengin, doğal bir vaha niteliğinde.
Ulu Camii
Anadolu’nun en eski camilerinden biri olan Diyarbakır Ulu Camii, mimarisi, tarihi ve çok kültürlü yapısıyla dikkat çekiyor. 639 yılında camiye çevrilen eski bir kilise üzerine inşa edilen yapı, İslam dünyasındaki dört büyük mezhebin öğrencilerine açık olmasıyla da ayrı bir önem taşıyor. Taş işçiliği ve avlusu görülmeye değer.
Hasan Paşa Hanı
16. yüzyılda inşa edilen Hasan Paşa Hanı, bugün hem tarihi atmosferiyle kahve keyfi yapabileceğiniz hem de hediyelik alışverişi yapabileceğiniz popüler bir durak. Avlusundaki taş masalarda oturup menengiç kahvesi ya da Diyarbakır’a özgü kahvaltılıklarla güne başlamak unutulmaz bir deneyim sunuyor.
Dört Ayaklı Minare
Akkoyunlular döneminde inşa edilen bu eşsiz yapı, dört sütun üzerine oturtulmuş minaresiyle İslam mimarisinin en ilginç örneklerinden biridir. Aynı zamanda barışın ve birliğin sembolü olarak da anılan bu yapı, Diyarbakır’ın simgelerinden biridir.
Keçi Burcu ve Ongözlü Köprü
Surlar üzerindeki Keçi Burcu, Dicle Nehri’ne hakim manzarasıyla gün batımını izlemek isteyenler için ideal bir nokta. Hemen yakınındaki Ongözlü Köprü, 1065 yılında yapılan ve Dicle Nehri’nin üzerine kurulan tarihi taş köprüdür. Hem fotoğraf hem yürüyüş için harika bir durak.
Zerzevan Kalesi ve Mithras Tapınağı
Diyarbakır merkeze yaklaşık 45 dakika uzaklıktaki Zerzevan Kalesi, Roma İmparatorluğu dönemine ait kalıntılarıyla tarihe ışık tutuyor. İçinde yer alan Mithras Tapınağı, gizemli inanç sistemleriyle ilgilenenler için özellikle ilgi çekici.
Surp Giragos Ermeni Kilisesi
Restore edilen ve yeniden ibadete açılan bu kilise, hem Diyarbakır’daki Ermeni kültürel mirasını hem de çokkültürlü yapıyı gözler önüne seriyor. Mimari yapısı ve sessiz atmosferiyle ziyaretçilerini büyülüyor.
Cahit Sıtkı Tarancı Evi ve Ziya Gökalp Müzesi
Diyarbakır’ın yetiştirdiği iki önemli ismin doğup büyüdüğü evler bugün müze olarak ziyaretçilere açık. Cahit Sıtkı Tarancı Evi, taş işçiliği ve geleneksel mimarisiyle hem edebiyat hem tarih meraklılarının ilgisini çekiyor. Ziya Gökalp Müzesi de benzer şekilde kültürel bir durak.
Dicle Vadisi ve Tabiat Parkı
Diyarbakır sadece tarihiyle değil, doğasıyla da göz dolduruyor. Dicle Vadisi, yürüyüş yolları, mesire alanları ve kuş gözlem noktalarıyla şehirden kısa süreli kaçışlar için birebir.
Çayönü Höyüğü (Ergani)
Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde yer alan Çayönü Höyüğü, Neolitik Dönem’e ait izler taşıyor. İlk buğdayın evcilleştirildiği ve tarımın başladığı yerlerden biri olduğu düşünülen bu alan, tarih meraklıları için büyüleyici bir keşif sunuyor.
Bonus: Diyarbakır mutfağını tatmadan dönmeyin
Diyarbakır gezisi, damak çatlatan yerel lezzetlerle taçlanmalı. Kaburga dolması, ciğer kebabı, meftune, içli köfte ve burma kadayıf mutlaka denenmeli. Özellikle Sur içindeki esnaf lokantaları ve hanlar bu lezzetleri deneyimlemek için en doğru adresler.
Diyarbakır, yalnızca bir şehir değil; katman katman tarih, kültür ve doğanın iç içe geçtiği bir yaşam alanı. Her sokakta bir hikâye, her yapıda bir iz bulabileceğiniz bu kadim şehir, ziyaretçilerine unutulmaz bir yolculuk vaat ediyor.