Japon edebiyatının dikkat çekici isimlerinden Emi Yagi, ödüllü romanı Boşluğun Güncesi ile Türkçe’de. Kadınların özellikle iş yaşamında karşılaştıkları ayrımcılığı ele alan roman, aynı zamanda günümüz Japonya’sının en büyük sorunlarından biri olan yalnızlığın sınırlarını tartışıyor. Eser, Ali Volkan Erdemir’in çevirisiyle Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları etiketiyle okurla buluştu.
Osamu Dazai Ödülü’nü kazanan ve 22 dile çevrilen kitap, sıra dışı üslubu ve düşsel atmosferiyle öne çıkıyor. Hikâye, karton boru üreten bir şirkette tek kadın çalışan olan Shibata etrafında gelişiyor. Shibata’nın görevi yalnızca iş tanımındaki sorumluluklarla sınırlı değil; kahve ikram etmekten mutfağı temizlemeye, müşterilerin getirdiği tatlıları dağıtmaya kadar görünmez işlerle de dolu.
Bir gün katıldığı toplantı sonrası kirli kahve fincanlarını toplamayı reddeden Shibata, “hamile olduğunu” söyleyerek bu işten sıyrılır. Çalışma arkadaşları şaşırsa da bunu kabullenir. Ancak bilmedikleri bir şey vardır: Shibata aslında hamile değildir.
Önünde ikna edici görünmek için dokuz aylık bir süreç vardır. Karnına doldurduğu havlular, “Anne Bebek” uygulamasıyla takip ettiği sahte gelişim çizelgeleri, hamile aerobiği dersleri ve aldığı kilolarla bu rolün içine giderek daha çok girer. Zamanla gerçek ile kurmaca arasındaki sınır incelir.
Yagi’nin romanı, Shibata’nın hikâyesi üzerinden kadınların görünmez emeğini, toplumsal baskıyı ve modern yalnızlığın yarattığı boşluğu çarpıcı bir şekilde sorguluyor.