Barış ve Demokratik Toplum” sürecini değerlendiren yönetmen Emin Alper, siyaset kanallarının açılmasının barış için en temel beklenti olduğunu vurguladı. Mezopotamya Ajansı’ndan Pelda Emektar’ın haberine göre, Alper sürecin olumlu işlemesi halinde yalnızca siyasal alanda değil, sanat ve kültür dünyasında da yeni sözler söyleme imkânı doğacağını ifade etti.

Süreç desteklenmeli, kan durmalı

Alper, “Bu ülkede her şeyden önce akan kanın durması başlı başına çok önemli. Sadece bir aydın olarak değil, bir demokrat olarak da bu sürecin desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Ancak toplumda olduğu gibi kendisinde de sürecin nasıl ilerleyeceğine dair kaygılar bulunduğunu dile getirdi.

Sanata doğrudan etkisi olacak

Alper’e göre siyaset kanallarının açılması yalnızca siyasal bir çözüm değil; aynı zamanda sanata nefes aldıracak bir adım:
“Barış sürecinin olumlu sonuçlanması sanata doğrudan etki eder. Kültür ve sanat alanında ifade hakkı genişler. Ama şu anki anti demokratik uygulamalar bunun tam tersini gösteriyor.”

Sansür ve baskı gölgesinde sanat

Son haftalarda sanatçılara yönelik soruşturmaların arttığını hatırlatan Alper, “Sanatçıların şarkı sözlerine, sahne performanslarına soruşturmalar açılıyor. Bu baskılar nedeniyle kültür cephesinde büyük bir güvensizlik var” dedi. RTÜK’ün ağır cezalarının da sektörü baskı altına aldığını belirterek, “Önce bu yasakçı zihniyetin ortadan kalkması gerekiyor” diye konuştu.

“Sanatçılar umut dolu hikâyeler anlatmalı”

Sanatın toplumsal barışa katkısına dikkat çeken Alper, “Sanatçılar, halklar arasındaki köprüleri yıkan militarist ve düşmanca anlatılar yerine barış ve kardeşliği öven işler üretmeli. Umut dolu hikâyeler, barış filmleri, güveni pekiştiren anlatılar bu sürecin en büyük kazanımı olur” dedi.

Vizyonda bu hafta: Orta Anadolu'da bir aile draması; “Kız Kardeşler” |  Independent Türkçe

Yasama bağımsızlığı sağlanmalı

Alper, sürece dair güvensizliklerin temelinde Türkiye’deki yürütme pratiğinin yattığını söyledi:


“Anayasanın uygulanmadığı bir siyasal ortam var. Böyle bir ortamda yeni düzenlemelerden bahsetmek bana manasız geliyor. Önce mevcut yasalara uyulmalı. Demokratik güvence için yasama bağımsızlığı şarttır.”

Kaynakların adil dağıtımı şart

Sanat üretiminin demokratikleşmesi için yalnızca baskının değil, ekonomik adaletsizliğin de aşılması gerektiğini söyleyen Alper, “Üretimin önündeki en temel iki engel sansür ve kaynakların adil dağıtılmamasıdır. Kaynaklar eşitlikçi bir biçimde paylaştırılmalı” dedi.

Sürecin sınırlı katılımı ve toplumsallaşma ihtiyacı

Barış sürecinin sınırlı bir katılımla yürütülmesini eleştiren Alper, komisyonların süreci toplumsallaştırma konusunda yetersiz kaldığını söyledi. Yerelde sivil toplumun güçlenmesi için yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurguladı.

“Üretim ve ilerleme artacaktır”

Alper, siyaset kanallarının açılmasıyla birlikte sanatın özgürleşeceğini, barışçıl bir iklimin üretimi de artıracağını ifade etti:
“Yasal düzenlemeler başlatılır ve pratikte karşılığı görünürse kültürel üretim kendiliğinden artar. Belirsizliğin giderildiği, güvenin sağlandığı bir ortamda sanat da toplum da ilerleyecektir. Siyaset açılırsa sanat barışı anlatır.”

Lara Dizeyê: Moda sahnesinde Kürt mirasının sesi
Lara Dizeyê: Moda sahnesinde Kürt mirasının sesi
İçeriği Görüntüle