Hatay Akademi Senfoni Orkestrası , yalnızca bir orkestra değil; genç yeteneklere yön veren, onların hem müzik hem de yaşam yolculuğuna eşlik eden bir okul niteliğinde. Derneğin 10. bülteninde, Orkestra çatısı altında yetişmiş gençlerin kendi sözleriyle anlattıkları hikâyeler, sanatın iyileştirici ve dönüştürücü gücünü gözler önüne seriyor.
“Her eserin yıkılmış bir şehrin sesi ve umudu olduğuna inanıyorum.” diyen kontrbas öğrencisi Özgür Nazik, orkestranın kendisine yalnızca sahne deneyimi değil, aynı zamanda insani bir misyon bilinci kazandırdığını vurguluyor.
“İlk başta beni desteklemeyen ailem, şimdi konserlerimizi heyecanla bekliyor.” diyen lise mezunu İrem Nazik ise, orkestranın bir gencin hayatındaki yön değiştirici gücüne dikkat çekiyor.
Moleküler Biyoloji öğrencisi Kerem Çınar Cilli için orkestra, laboratuvardan sahneye uzanan disiplini; Müzik Öğretmenliği okuyan Meyra Olmaz için ise deprem sonrası bir aile olma duygusunu ifade ediyor. Henüz 5. sınıfta konservatuvara başlayan Zeynep Defne Aktuğ, “Depremde ailemi kaybettim ama orkestrayla müzik bana nefes oldu.” sözleriyle sanatın acıların ortasında nasıl bir umut ışığına dönüştüğünü gösteriyor.
Orkestranın genç üyeleri, sadece müzikal becerilerini değil; dayanışma, özgüven, sahne deneyimi ve toplumsal sorumluluk bilincini de geliştirdiklerini belirtiyorlar. Her biri farklı şehirlerde eğitimine devam etse de, HSO ile bağlarının kopmadığını ve hayatlarının merkezinde müziğin olduğunu dile getiriyor.
Hatay Senfoni Orkestrası, deprem sonrası yalnızca konserler vermekle kalmadı; aynı zamanda gençlerin sanatla iyileşmesine öncülük eden bir dayanışma merkezi haline geldi. Öğrencilerin kendi sözleriyle anlatılan bu hikâyeler, bir orkestranın nasıl kolektif bir umut yaratabileceğini kanıtlıyor.
Derneğin açıklamasına göre, Orkestra'nın sanatsal vizyonunu genişletmek ve sürdürülebilir kılmak için herkes dilediği miktarda bağış yaparak destekçi aileye katılabiliyor. Ayrıca özel günlerde dayanışma e-kartları aracılığıyla sevdiklere anlamlı hediyeler vermek de mümkün.