İrlanda Cumhuriyeti vatandaşları, 24 Ekim’de Michael D. Higgins’in yerine yeni cumhurbaşkanını seçmek için sandık başına gidecek. Seçilecek isim, 1937 Anayasası ile kurulan başkanlık makamının onuncu sahibi olacak.
Başkanlık görevi başlangıçta çoğunlukla törensel ve siyasetin üstünde görülse de, Mary Robinson’ın 1990’daki tarihi seçimiyle kampanyalar giderek politikleşti. Bu yıl yarış, sol bağımsız Catherine Connolly ile merkez sağ Fine Gael’in Heather Humphreys arasında şekilleniyor. Üç adaydan biri olan Jim Gavin, kampanyasını 5 Ekim’de eski bir borç nedeniyle çekti, ancak ismi oy pusulasında yer alacak.
![]()
Aday olabilmek için Oireachtas üyelerinin 20’sinden destek veya 31 belediyeden 4’ünün onayı gerekiyor. Bu seçimde sadece üç aday gerekli desteği alabildi; bu, 1990’dan beri en düşük aday sayısı. Connolly, Sinn Féin, İşçi Partisi, Yeşiller ve Sosyal Demokratlar dahil tüm büyük sol partilerin desteğini aldı. Ancak İrlanda başkanlık seçimleri öngörülemez olmasıyla biliniyor; 2011’de önde başlayan aday, kampanyanın son günlerinde geriledi.
İrlanda başkanı, parlamenter bir cumhuriyet içinde teknik olarak törensel bir görev üstlense de, doğrudan seçimle gelmesi yumuşak etki ve moral otorite sağlıyor. Michael D. Higgins, görevdeyken hükümeti zaman zaman eleştirmiş ve makamın algısını değiştirmişti. Başkanın iki temel yetkisi; Taoiseach’in Dáil’i feshetme talebini reddetmek ve yasayı Anayasa Mahkemesi’ne göndermek. Tarihsel olarak bu yetkiler nadiren kullanıldı.
Seçim, çoğunlukla ikinci dereceden bir yarış işlevi görüyor; muhalefet partileri, merkezi sağ koalisyona karşı halkın görüşünü ölçme fırsatı buluyor. Ancak zafer, hükümet değişikliği anlamına gelmeyebilir. 2018’de Higgins, oyların %56’sını almış, ama partisi sonraki genel seçimlerde ivme kazanamamıştı.
Bu seçimde katılımın düşük olması bekleniyor. Anketler, oy vereceklerin yarısının adayları temsil etmediğini düşündüğünü gösteriyor. Genç seçmenlerin Connolly’e olan ilgisi yüksek olsa da, sandığa gidip gitmeyecekleri sonucu belirleyecek.




