Erbil’de yürütülen yeni bir genetik araştırma, Kürtlerin kökenine dair yıllardır süren tartışmalara bilimsel bir yanıt sundu. Genetik ve kalıtım uzmanı Prof. Dr. Haje Cemal gözetimindeki ekip, 120 Kürt bireyin DNA örneklerini inceleyerek, Kürtlerin Hint-Avrupa kökenli bir ulus olduğunu kanıtladı.
Araştırma, “Irak Kürdistan Bölgesi Erbil Kentindeki Kürt Nüfusu Arasında Mitokondriyal DNA’nın Hiperdeğişken Bölge I’inde Genetik Çeşitlilik” başlığıyla hazırlandı. Bu kapsamlı çalışma, Kürtlerin genetik mirasını ilk kez bu kadar sistematik biçimde inceledi.
Toplanan DNA örnekleri, uluslararası bir bilimsel işbirliği kapsamında İngiltere’ye, Leicester Üniversitesi’ne gönderildi. Burada gerçekleştirilen ileri düzey analizler, Cambridge Üniversitesi’nin genetik araştırma birimi tarafından da doğrulandı. Sonuçlar açık: Kürtlerin genetik yapısı, Hint-Avrupa kökenli topluluklarla güçlü bir bağlantı taşıyor.
120 DNA örneği, 2 ülke, 3 üniversite
Prof. Cemal ve ekibi, çalışmayı yaklaşık üç yıl süren hazırlık aşamasının ardından tamamladı.
Araştırma süreci şu adımlarla yürütüldü:
-
Erbil merkezli 120 gönüllüden mitokondriyal DNA örnekleri toplandı.
-
Elde edilen veriler, kalıtım yoluyla anne hattından aktarılan genetik göstergelere odaklandı.
-
Bulgular, Leicester Üniversitesi’nde bağımsız laboratuvar testlerinden geçti.
-
Sonuçlar Cambridge Üniversitesi uzmanlarınca karşılaştırmalı analizlerle doğrulandı.
Elde edilen veriler, Kürtlerin genetik haritasında Avrupa’nın kuzeyinden Hindistan altkıtasına uzanan Hint-Avrupa kuşağıyla benzerlik taşıdığını gösterdi. Bu bağlantı, Kürtlerin tarih boyunca Mezopotamya, İran ve Anadolu coğrafyalarıyla kurduğu çok katmanlı ilişkileri genetik düzeyde de destekliyor.
Bilimsel kimlik, kültürel hafıza
Prof. Cemal, bu tür genetik çalışmaların yalnızca akademik değil, aynı zamanda kültürel bir anlamı da olduğunu vurguladı. Ona göre, genetik veriler, Kürt halkının tarihsel kimliğinin bilimsel temellerle yeniden tanımlanmasına yardımcı oluyor:
“Kürtlerin kökenine dair birçok siyasi ve tarihsel iddia var. Ancak biz bu araştırmada, ilk kez DNA verilerini kullanarak bilimsel bir tablo ortaya koyduk.”
Cemal, genetik analizlerin yalnızca etnik kökeni anlamakla kalmadığını, geçmişte yaşanan soykırımların kurbanlarının kimliklendirilmesinde de hayati rol oynadığını belirtti. Bu nedenle çalışmanın bulguları, hem Kürt kimliğinin bilimsel çerçevede belgelenmesi hem de kolektif hafızanın korunması açısından büyük önem taşıyor.
Araştırma, geçtiğimiz hafta Erbil’de düzenlenen **“Kürtlerin Soykırımı Üzerine Uluslararası Bilimsel Konferans”**ta sunuldu. Bilim dünyasında büyük yankı uyandıran çalışma, Kürtlerin genetik geçmişine dair ilk kapsamlı ve çok merkezli inceleme olarak kabul ediliyor.
Tarih yeniden okunuyor
Bu araştırma, yalnızca biyolojik bir veri sunmakla kalmadı, aynı zamanda tarihsel anlatıların yeniden değerlendirilmesi için de yeni bir zemin yarattı. Genetik verilerin ortaya koyduğu sonuçlar, Kürtlerin binlerce yıllık Mezopotamya coğrafyasındaki varlığını, Hint-Avrupa dil ve kültür ailesiyle paralel bir tarihsel süreçte konumlandırıyor.
Bilim insanları, bu bulguların gelecekte dilbilim, arkeoloji ve antropoloji alanlarında yapılacak yeni araştırmalara da yön vereceğini belirtiyor. Böylece Kürt kimliği, sadece kültürel ya da politik bir tanım olmaktan çıkıp, bilimsel verilerle desteklenmiş bir köken anlatısına kavuşmuş oluyor.