Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hazırlanan yeni bir rapor, son iki yılda tarihin en ciddi kuraklıklarından bazılarına şahit olunduğunu ortaya koydu. Türkiye'nin de içinde yer aldığı Akdeniz bölgesinde, sıcaklıkların artması ve yağışların azalması nedeniyle 2030’da ciddi bir kuraklık riski uyarısı yapıldı.
Rapora göre, Türkiye’de özellikle güney ve batı bölgelerinde sıcaklıkların 2100 yılına kadar 4-5 derece artması bekleniyor. Bu artış, suya erişim sorununu daha da derinleştirecek. Türkiye, halihazırda çölleşme riskiyle karşı karşıya ve ülkenin yüzde 88’i bu tehlikeyle yüzleşiyor. Ayrıca, 21. yüzyılın sonunda Türkiye’de yağış oranlarının yüzde 30 oranında düşmesi öngörülüyor.
Türkiye’de 2022 ve 2023’te yaşanan kuraklıklar, özellikle tarım sektörünü olumsuz etkiledi. Su kaynaklarının yüzde 75’i tarımda kullanılmakta, bu da kuraklık durumunda ciddi sıkıntılara yol açıyor. 2025’te Türkiye’nin “su fakiri” bir ülke olma riskiyle karşı karşıya olduğu ifade ediliyor.
Akdeniz bölgesi ve Dünya genelinde artan kuraklık riski
Raporda, Akdeniz bölgesinin iklim değişikliğinden en çok etkilenen bölgelerden biri olduğu belirtiliyor. Akdeniz ikliminde kuraklık normal olsa da, sıklığı ve etkisi 1950'lerden bu yana hızla artmış durumda. Türkiye’nin yanı sıra İspanya ve Fas da bu kuraklık tehlikesinden etkilenecek ülkeler arasında gösteriliyor.
Raporda, kuraklığın sadece Akdeniz bölgesiyle sınırlı kalmadığı, Afrika, Latin Amerika ve Güneydoğu Asya gibi bölgelerde de büyük etkiler yarattığı ifade ediliyor. Örneğin, Somali’de 2023’ün başında 4,4 milyon kişi kriz düzeyinde gıda güvensizliğiyle karşı karşıya kaldı. Avrupa da son 500 yılın en büyük kuraklığını yaşıyor.
Kuraklığın, en savunmasız toplulukları ve kadınları daha çok etkilediği belirtiliyor. Doğu Afrika’da ailelerin geçim sağlamak için başlık parasına yöneldiği, çocuk evliliklerinin arttığı vurgulanıyor.
Raporda, hükümetlere daha güçlü erken uyarı sistemleri kurma ve kuraklığa karşı hazırlıklı olma çağrısı yapılıyor. Dr. Mark Svoboda, "Kuraklık yavaş ilerleyen küresel bir felaket ve bunun nasıl etki ettiği sistematik olarak izlenmeli" diyor.