29 Yıl önce bugün, 24 Eylül 1996’nın bir görüş gününde, Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde gardiyan, polis ve jandarmanın ortak operasyonunda 10 tutuklu öldürüldü, en az 24 tutuklu yaralandı. Olay, resmi kayıtlara “nakil isyanını bastırma” olarak girse de, tanıklıklar ve tıbbi bulgular sistematik, kafaya hedef alınan darbelere işaret etti. 28 yıl süren yargılamalar sonunda dosya zamanaşımına bırakıldı; 2024’te Yargıtay da bu sonucu onadı.
Ne oldu?
Cezaevi yönetimi ile tutuklular arasındaki gerilim, sıradan bir görüş gününde tırmandı. Tutuklular ailelerinden getirdikleri yiyecekleri taşımak için bir leğen istedi. Başgardiyanın hakaretleri sonrası kapılar kapatıldı, görüşler iptal edildi. Ardından özel tim, jandarma ve gardiyanlardan oluşan ekip demir çubuk ve sopalarla saldırıya geçti. Resmi söylem “isyanı bastırma” dese de, bilanço ağırdı: 10 ölü, çok sayıda yaralı. Tanıklıklar, saldırının kabinlere sürüklenen tutuklulara da devam ettiğini anlatıyor.
Dönemin Diyarbakır Devlet Hastanesi’nden Dr. Selçuk Mızraklı, TBMM İnsan Hakları Alt Komisyonu’na verdiği beyanlarda, ring araçlarında üst üste yığılan, bilinci kapalı mahkûmlar gördüğünü; neredeyse hepsinde ağır kafa travmaları bulunduğunu aktardı. “İzlenimlerimiz, elleri ve ayakları tutulup dövüldükleri yönündeydi” diyordu. Otopsi raporları da bu bulguları doğruladı. Ancak mahkeme “öldürme kastı yok, zor kullanma sınırı aşıldı” diyerek cezaları hafifletti.
AİHM ne karar verdi?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Perişan ve Diğerleri / Türkiye davasında (2010), sekiz tutuklunun ölümü yönünden Türkiye’nin yaşam hakkını (Madde 2) ihlal ettiğine; tutuklulara uygulanan muamelenin insanlık dışı ve aşağılayıcı olduğuna (Madde 3) hükmetti. Mahkeme, güvenlik güçlerinin “orantılı güç” savunmasını, görevlilerin aldığı yaraların “lokal ve hafif” olmasıyla uyumsuz bularak reddetti. Türkiye, 798 bin avro tazminata mahkûm edildi.
1997’de başlayan soruşturmalar, idari izin ve yetki tartışmalarına takıldı. 2006’da 62 sanığa 5’er yıl hapis verildi; Yargıtay “eksik soruşturma” gerekçesiyle bozdu. 2014’te yerel mahkeme yeniden 62 sanığa hapis verdi, bir kısmını beraat ettirdi; 2016’da Yargıtay yine bozdu. 2019’da Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi davayı zamanaşımından düşürdü. 24 Eylül 2024’te Yargıtay 1. Ceza Dairesi, düşme kararını oy çokluğuyla onayladı; böylece 88 sanık yönünden cezasızlık kesinleşti.
“Cezasızlık” tartışması
Müdahil avukatlar, olayın “kasten öldürme ve işkence” niteliğinde olduğunu, bu nedenle zamanaşımı işletilmemesi gerektiğini savundu. İddia makamı ise “öldürme kastı olmaksızın ölüme sebebiyet” görüşünü tekrarladı. Yargıtay’daki karşı oy, eylemlerin görev kapsamında mı yoksa hukuka aykırı mı olduğunun ayrıca değerlendirilmesini önerse de çoğunluk, yerel mahkemenin düşme gerekçesini benimsedi. Bu tablo, AİHM’in ihlal hükmü ve mağdur yakınlarının yıllardır süren adalet arayışıyla yan yana duruyor.
Diyarbakır Cezaevi yıllar içinde “en kötü cezaevlerinden biri” olarak anıldı. 2022’de kapatıldı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilerek “hafıza müzesi”ne dönüştürülmesi gündeme geldi. Hak savunucuları, mekânın inkârı değil yüzleşmeyi, sessizliği değil hafızayı anlatan bir yer olması gerektiğini vurguluyor.
O gün yaşamını yitirenlerin adları: Mehmet Kadri Gümüş, Cemal Çam, Hakkı Tekin, Mehmet Aslan, Mehmet Nimet Çakmak, Kadir Demir, Rıdvan Bulut, Ahmet Çelik, Edip Derikçe, Erhan Hakan Perişan.
24 Eylül 1996 dosyası, yalnız Diyarbakır’da değil Türkiye’de ceza adaletinin, etkili soruşturmanın ve zamanaşımı rejiminin sınavıydı. Bugün geriye kalan, tanıklıkların ve raporların işaret ettiği çıplak şiddet, AİHM’in ihlal kararı ve iç hukukta kesinleşen cezasızlık.
Kaynaklar:
-
Yeni Yaşam Gazetesi: “Amed Cezaevi, bir kıyamet günü”
-
Independent Türkçe: “İdam talebinden zaman aşımına: Diyarbakır Cezaevi’nde 10 tutuklunun ölümü”
-
MLSA Türkiye: “Yargıtay, Diyarbakır Cezaevi katliamı davasında zaman aşımı kararını onadı”
-
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu tutanakları (1996)
-
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Perişan ve Diğerleri / Türkiye kararı (2010)
-
Diyarbakır Tabip Odası, olay sonrası hekim raporları