DEM Partisi Diyarbakır Milletvekili Ceylan Akça Cupolo, gündemde yeniden konuşulmaya başlanan “yeni süreç” tartışmalarına dair değerlendirmelerde bulundu.
Cupolo, “Toplum, siyasiler ve en önemlisi devlet tarafından Kürtlere ‘yeniden bir çözüm süreci olur mu’ diye soruluyor. Bizim açımızdan mesele bu değil. Artık güven yaratma sorumluluğu Kürtlerde değil, devlettedir” dedi.
Cupolo, geçmiş süreçlerin Kürt tarafına “sabırlı olun, bekleyin, anlayış gösterin” yükümlülüğü getirdiğini, ancak devletin adım atmadığını belirtti:
“Herkes Kürtlerden bekliyor. Oysa artık devletin samimiyet göstermesi gerekiyor. Bu halk defalarca umutlandı, defalarca hayal kırıklığı yaşadı.”
“Devletin samimiyeti ölçülecek yer cezaevleridir”
Cupolo, sürecin samimiyetinin öncelikle hapishanelerdeki durumdan anlaşılacağını vurguladı:
“Binlerce siyasi tutsak hâlâ içeride. Hasta tutsaklar ölüme terk ediliyor. Eğer devlet gerçekten yeni bir dönemden söz ediyorsa, önce cezaevlerine bakılmalı.”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarının uygulanmadığını, Demirtaş ve Kavala örneklerinin de bunun göstergesi olduğunu hatırlattı:
“Türkiye’nin hukukla, adaletle, insan haklarıyla samimi bir ilişkisi olmadan hiçbir süreç inandırıcı olamaz.
Devlet, Kürtleri değil, kendi hukukunu güvence altına almakla yükümlü.”
“Kadın siyasetçiler için alan hâlâ dar, ama vazgeçmeyeceğiz”
DEM Parti içinde kadınların siyasette güçlü bir temsiliyet kazandığını belirten Cupolo, bu mücadelenin yalnızca Kürt kadınları için değil, Türkiye’deki tüm kadınlar için bir direniş hattı olduğunu söyledi:
“Parlamentoda kadınların varlığı, erkek egemen siyasetin sınırlarını zorluyor. Her gün ‘kadın gibi konuşma’ diyenlerle, ‘aile değerleri’ bahanesiyle kadınları susturmaya çalışanlarla mücadele ediyoruz.”
Milletvekilliğiyle birlikte anneliğini sürdürmenin zorluklarını da anlattı:
“Ben de bir anneyim. Evdeki sorumlulukların, siyasetteki mücadeleyle nasıl çakıştığını iyi biliyorum. Ama bizim kuşağımız bu çatışmadan korkmuyor. Çünkü kadınların bu ülkenin siyasetinde var olması artık geri döndürülemez bir gerçek.”
“Avrupa sessizliğini bozmalı, Türkiye gerçek yüzünü göstermeli”
Cupolo, Avrupa’nın Türkiye’ye yaklaşımını da eleştirdi:
“Avrupa Birliği, Türkiye ile ilişkilerinde demokrasiyi değil, çıkarlarını önceliyor. Kürtlerin, Alevilerin, kadınların yaşadığı ihlallere sessiz kalıyor. Bu sessizlik Türkiye’yi cesaretlendiriyor.”
Cupolo’na göre çözüm, “iç dinamiklerde ve halkın dayanışmasında”:
“Kürtler her defasında barış ve eşit yurttaşlık talep etti. Şimdi top devlette. Devletin yapması gereken şey, kendi yurttaşına güvenmek.”
