Türkiye’de akademide sahte diploma, intihal ve etik dışı atama tartışmaları sürerken, Bookinton Kitap Platformu Kurucusu, editör Mürsel Çavuş çarpıcı bir açıklama geldi.
LinkedIn hesabından bir paylaşım yapan Çavuş, İstanbul Üniversitesi’nde hazırladığı lisans tezinin izinsiz şekilde yayımlandığını, isminin anılmadığını ve bu tez üzerinden onlarca akademisyenin puan aldığını öne sürdü.
Çavuş’un açıklamasına göre olay 1997 yılında, Cumhuriyetin 75. yılı dolayısıyla İstanbul Üniversitesi’nin yayımladığı üç eserden biri olarak seçilen “Basın Sözlüğü” teziyle başladı. Tezinin basıldığını bir telefonla öğrenen Çavuş, üniversiteye gittiğinde büyük bir hayal kırıklığıyla karşılaştı. Kitapta ismi yer almıyor, iç kapakta ise “Bu kitap bir öğrencimizin fikrinden esinlenilerek hazırlanmıştır” ifadesi bulunuyordu. Kitabın hazırlanmasında katkı sunduğu belirtilen 26 akademisyenin arasında ise sadece bir kişinin küçük bir dil katkısı yaptığı iddia edildi.
“Diğer iki kitap dekanın asistanlarına aitti. Benim tezimi ise 26 akademisyen adına yayımlamışlardı. Oysa tezi baştan sona tek başıma hazırlamıştım,” diyen Çavuş, süreci uzun bir telif davasına taşıdı.
Dava açtı, kazandı ama ne fayda: Tezi, sonraki dekan da çaldı
Mahkemeye sunduğu el yazması notlar, alfabetik sıralamalar ve bilgisayar çıktılarıyla 10 yıl süren davayı kazandığını belirten Çavuş, bu kararın ardından YÖK’e başvurarak kitap üzerinden puan alan akademisyenlerin unvanlarının iptal edilmesini talep etti ancak yanıt alamadı. Medyaya da ulaşmaya çalıştığını, ancak hiçbir gazetecinin davayı haberleştirmediğini söyledi.
Olay bununla sınırlı kalmadı. Çavuş’un ifadesine göre, sonraki dekan da aynı konuyu, yine kendi iki asistanıyla kitaplaştırdı. Böylece tez ikinci kez kullanılmış oldu. Üstelik dava sürecinde aleyhine ifade veren bir sınıf arkadaşı, bu tanıklık sayesinde akademide kadro sahibi oldu.
Çavuş, öğrencilik döneminden bu yana üniversite içindeki kadro sistemine dair çarpıklıklara da tanıklık ettiğini belirtti. Kimin kadroya alınacağına göre sınav açıldığını, liyakatin değil ilişkilerin esas alındığını vurguladı. Bu süreçlerin sonunda üniversiteye küstüğünü söyleyen Çavuş, diplomayı ancak 20 yıl sonra alabildiğini ifade etti.
Deneyimli editör, “Birinci sınıftan itibaren akademide kalma hayali kuruyordum. Ama gördüklerim beni bu hayalden kopardı. Tezim için verdiğim mücadele akademiye duyduğum güveni sarstı,” dedi.